*Ural, Ayhan. (2020). …yeni buhranımız. Eleştirel Pedagoji Dergisi. 23 Mart. http://www.elestirelpedagoji.com/?Syf=22&Mkl=1129603&pt=Ayhan%20Ural&%E2%80%A6yeni-buhran%C4%B1m%C4%B1z
O döneme tanıklık
etmemiş olsak da hepimiz yirminci yüzyılın Büyük Buhranını biliriz. Üzerinden
yüz yıl geçmiş olsa da etkileri günümüze kadar gelmiştir. Bir şekilde duymuşuz,
okumuşuz, dinlemişiz, hissetmişiz. Çünkü gerçekten de kendisine büyük
denilmesini hak edecek etkiye sahip bir buhrandı yaşanan. Ekonomik buhran
adlandırmasıyla bir alana hapsedilmeye çalışılsa da insanlık tarihinin Büyük
Buhranıydı. Ta ki şimdilerde yaşanan, yaşanıyor olan ve de yaşanacak
olan yeni
buhrana kadarki en yıkıcı etkiye sahip olanıydı.
Ölümcül bir virüsle
yaşamaya başladığımız yeni buhran, nereye evrilir, nelere yol açar, süresi ve
etkisi ne kadar olur, nasıl sonuçlar doğurur şimdilik bilinmemekle birlikte çok
yönlü ve yüksek bir tahrip gücüyle girdi yaşamımıza. Çok ve farklı açıklama,
yorum ve senaryo üretildi yeni duruma ilişkin. İlgili virüsün biyolojik yapısı,
bulaş durumu ve tedavisi, sağlık bilimleri alanındaki bilimcilerin işi. Doğrusu
bu konuda da oldukça kafa karışıklığı yaratılmış durumda. Yetkin olsun olmasın
isteyen herkes günümüzün gelişmiş iletişim olanakları ile istediği bilgiyi,
küreselleştirilen dünyanın her noktasına istenilen biçim ve hızda ulaştırabiliyor.
Öte yandan, odaklandığımız -odaklandırıldığımız- virüsün doğrudan yaşamı tehdit
ediyor olması da korkuyu, kaygıyı, telaşı, şaşkınlığı hızla yayabiliyor.
Oluşan -oluşturulan-
panik, hızla bütün toplum kesimlerine doğru yayılıyor. Sorun genel bir toplum
sağlığı sorunu olmayı aşıp, yeni bir buhrana dönüşüyor. Başlangıçtaki
şekliyle bir sağlık sorunu olmanın yanında hızla ekonomik, sosyal ve kültürel
yaşamı da etkileyecek bir şekilde büyüyüp yayılıyor. Geliştirilen, önerilen ve
yaşama geçirilen bireysel ve toplumsal önlemler tam da bu ortam ve koşullarda
gerçekleşiyor ve kitleler istenildiği gibi yönlendirilebiliyor. Alan dışından
birisi olarak, virüsün oluşum, gelişim, yayılım ve kontrol edilmesine ilişkin
ahkâm kesmem doğru olmaz. Bu türden tartışmaların ilgili bilim insanlarına
bırakılması gerekir. Ancak, yaşanılan salgın ile oluşturulacak yeni
buhranın etkilerini de buhranların muhatabı olarak birlikte
değerlendirebilmeliyiz.
Öncelikle belirtmeliyim
ki insan, yaşamına doğrudan ve dolaylı olarak yönelen her tehdit karşısında
kaygılanabilir, korkabilir, panikleyebilir ki normaldir bunlar. Ancak sürekli
olmayacak bu başlangıç aşamasından sonra ise tehdide karşı koyar, kendisini
savunur, mücadele eder, onu ortadan kaldırmaya çalışır. Olası tehditlere karşı
da önlem alır. Potansiyeline uygun tepkiler üretir, taktikler geliştirir. Bunu
bireysel olduğu kadar, insanlığın ortak birikimiyle de yapar. Bilim ile,
bilimsel yöntem ile yapar. Anlamaya, açıklamaya, yordamaya, kontrol etmeye
çalışır. Böylece bilimin işlevlerini kullanmış olur ve sorunlarını çözer. Doğuş
temelli sahip olduğumuz temel yaşam becerilerimizin geliştirilip
güçlendirilmesiyle koşut gelişir bütün bu özelliklerimiz. İnsanlık olarak
ulaştığımız gelişim düzeyimize uygun davranışlar sergilememizi zaman zaman
engelleyenlerimiz de olur. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam sürme hakkımızı
kullanamadığımız yaşamlara zorlanırız, şimdilerde olduğu gibi.
Demokratik bir toplum
kurma, sevgi ve dostluk içinde kardeşçe yaşama, eşit ve adil bir bölüşüm, üretim,
tüketim sistemi oluşturma, doğayla bütünleşebilmeyi, dayanışmayı, ortak güveni,
toplumsallığı, toplum sağlını, barışı, özgürleşmeyi, ortak iyiliği inşa etme
çabasıdır bütün insanlık tarihi. Başardığımız da olmuş, başaramadığımızda,
engellendiğimizde. Yeniden başlamış mücadele, öncekilerden öğrendiklerimizin
üzerine yenilerini ekleyerek, üstesinden gelmeye çalışmışız her daim, tekerrür
edercesine.
Yine benzer sorunlar
yaşayacağız, yaşıyoruz da. Kapitalizm kurgusuna uygun işliyor, neoliberalizm
beslendiği eşitsizlik ve sömürüleri artırıyor. Gücüne güç katıyor. Yarattığı
yeni krizle insanları yalnızlaştırıyor, yoksullaştırıyor, korkutuyor.
Dayanışmayı, sevgiyi, devre dışı bırakıyor. Ele geçirdiği bilimi, çıkarları
doğrultusunda kullanıyor. Her türlü propagandayla kitleleri kontrol ederek yeni
bir yaşam biçimine zorluyor. Bütün bunlar, bir yeni buhranın nedeni
olarak değerlendirilebilir. Geçen yüzyılın Büyük Buhranından daha yıkıcı
olacağının emareleri görünüyor. Yine buhranlardayız, yeniden buhranlardayız.
Buhranlar, güçsüz,
dışlanmış, sömürülmüş, ezilmiş, bastırılmış kitleleri etkiler,
yoksulu daha da yoksullaştırır, korkutur, yok eder, onları yaratanları, kontrol
edenleri ise mutlu eder. Buhranlarımızdan nemalananları biliyor ve
tanıyoruz. Dolayısıyla yeni buhranımızla mücadele için daha
çok sevgi, daha çok dayanışma, daha çok demokrasi, daha çok bilim, daha çok
doğaya gereksinimimiz olduğunu biliyoruz. Daha çok insan olmaya, daha çok insan
kalmaya.
Ölümcül virüsü
kullanarak ortak direncimizi, dayanışmamızı kırmayı denedi, deniyor yeni
buhranımız. Büyük Buhrandan, kapitalizmin büyük buhranından
deneyimleyerek öğrendiği taktiklerden yararlandı etkisini göstermek için
neoliberal yeni buhranımız. Yaşayacağız, göreceğiz, büyük bedeller
ödeyeceğiz belli ki. Ancak, insanlığın ortak birikimi olarak yeniden yeni çıkış
yolları üreteceğiz, umudu, iyiliği, güzelliği,
esenliği, eşitliği, barışı, kardeşliği yeniden kuracağız. İnanıyorum.
Zor olacak, uzun sürecek, bedeli ağır olacak ama kazanacağız.