*Ural,
Ayhan. (2020). Öğretmen Saygınlığına Özenli
Bir Saldırı. BirGün Pazar. 4 Ekim. https://www.birgun.net/haber/ogretmen-sayginligina-ozenli-bir-saldiri-317879
Ne zaman öğretmen saygınlığı veya saygınlık kaybına ilişkin bir tartışma içerisine girsem, Aybastı, Reşadiye ve Niksar yöreleriyle ilişkili o meşhur, öğretmene varamadım naylon çorap giyemedim türküsünü hatırlarım. Öğretmen saygınlığını bir türküyle anlamak veya anlatmak olanaklı değil elbette. Ancak, tarihi, yöresi, öyküsü, sözleri, hatta ezgisiyle de önemli mesajlar bulduğum bir türkü. Neyse, türkü konusunu kesip, sadede geleyim ve bu yazıyla Türkiye’de öğretmenliğin karşı karşıya olduğu saygınlık kaybına ilişkin bir değerlendirme yapmayı amaçladığımı belirteyim.
1980 sonrası dönemde Türkiye’de
öğretmen saygınlığı, hızlı ve büyük bir kayıp yaşamakta. Küçük çaplı bir
araştırmayla bile, bu yargıyı doğrulayacak yığınla demeç, rapor, makale, tez ve
benzeri çalışma bulabiliriz. Doğrusu sadece Türkiye’ye özgü de değil bu durum,
bütün toplumlarda az çok benzer durumlar yaşanmakta. Onlara ilişkin de
raporlar, araştırmalar mevcut. 2013 ve 2018 yıllarında yayınlanan Global Öğretmen Statüsü Endeksi gibi
(Varkey GEMS Foundation, 2018).
Dünya genelinde egemen olan
neoliberalizmin yıkıcı etkisi, öğretmenlik mesleğine de yansımış ve hızlı bir
saygınlık kaybı yaratmış durumda. Öğretmenlik mesleğine ilişkin bütün kodlar
değiştirilmiş, geleneksel öğretmen yetiştirme ve istihdam politikaları da terk
edilmiş yeni bir düzen kurulmuş. Üstüne üslük neoliberal cenah bu durumu, olağan
bir değişim ve gelişim şeklinde propaganda ederek, kamuoyunu da ikna edebilmiş
gibi gözükmekte. Ne acıdır ki bu ikna sürecine katkı sunan sözümona
eğitimciler, öğretmenler ve öğretmen örgütleri de var. Tam da bu durumla ilgili,
kapsamlı bir çalışma olan The Comparative
Politics of Education adlı
kitap, bazı ülkelerdeki eğitim sistemi ve öğretmen örgütlülüğünü çözümleyerek
yeni duruma ilişkin tartışmalar yapmakta. Üzgünüm, hem bu kitapta Türkiye yok,
hem de Türkiye’de bu içerikte bir kitap yok. Ancak, böyle çalışmalara acil
gereksinimimiz olduğunu da hepimiz biliyoruz. Bu düşünceden hareketle bir
yandan evrensel, öte yandan da ulusal düzeydeki örnekleriyle öğretmen
saygınlığını tehdit eden ve/veya düşüren olgulardan bir kısmını tartışmaya
çalışacağım.
- Dönüştürülen
Öğretmen İmgesi
Daha yakın zamana kadar güçlü bir
öğretmen imgesine sahip olduğumuzu düşünürdük. Dayanaksız da değildi bu
düşüncemiz. Sumerli Ludingirra (Çığ 1996), Yunanlı Öğretmen Sokrates (Tolstoy
2017), ilk öğretmen unvanlı Aristotales (Davidson 2008), Aristotalesten sonra ikinci öğretmen olarak kabul edilen
Farabi, Aytmatov’un (2002) öğretmeni Duyşen, Başöğretmen Atatürk ve Türk
Devriminin aydınlanmacı öğretmenlerinden Mustafa Necati, Hasan Âli Yücel,
İsmail Hakkı Tonguç, Fakir Baykurt ve daha niceleri, bu düşüncemize ilham olmuş
öğretmenlerimizdi. Ama gel gör ki bizim o dönüştürücü, devrimci, yenilikçi,
toplumsal önder öğretmen imgemiz, şimdilerde yeni denilerek, yeni kavram ve/veya
ifadelerle eğitim koçu ve öğrenme
ortağı gibi yeni bir imgeye dönüştürülmüştü. Belli ki bu tertip ile neoliberal
ideolojinin merkezi tezgahlarında üretilip çevre toplumlara sunulan yeni
öğretmen imajı ile geleneksel öğretmen imajının klasik anlam, içerim ve
işlevine ilişkin kafa karışıklığı yaratılmak istenmiş ve başarılmıştır. Bu
durum, öğretmenliğin tarihsel olarak geçirdiği, iş, uğraş ve meslek olma
evrelerindeki kazanımlarını silip süpürmüştür. Artık klasik öğretmen yetiştirme
programları, eğitim koçu yetiştirme programlarına dönüştürülmüş ve toplumun koç
istemi karşılanır olmuştur. Tabi ki olan, klasik öğretmen yetiştiren
programlardan yetişmiş mevcut öğretmenlere olmuştur. Sahip oldukları klasik
öğretmen imajı ile ulu orta eğitim koçlarının arasında kala kalmışlardır. Bu
imaj karmaşasından kurtulmak isteyen bir kısım klasik öğretmen, yeni imajlarını
satan merkezlere yöneltmiş ve koça dönüşme seanslarına katılarak, belgelerini
satın almışlardır. Ne de olsa gösteri dünyasında yaşıyoruz ve imaj her şeydir. İnternetteki
herhangi bir arama motoru üzerinden, eğitim koçu, öğrenci koçu, öğrenci koçluğu
projesi, eğitim koçluğu sertifikası ve benzeri kavramları aratmanız halinde
bahsettiğimiz manzarayı daha açık bir şekilde görebilirsiniz.
- Dönüştürülen
Öğretmen Kimliği/Rolü
Öğrenme ve öğretme sürecinin temel
bir bileşeni olan öğretmen, neoliberalizmle birlikte üstlendiği -yüklenen- bu
tarihsel rolden uzaklaştırılmak istenmiştir. Öğretmenin, Sokrates’in at
sineği (Platon 2012) metaforuyla betimlediği dönüştürücü öğretmen (Giroux & McLaren, 1986) rolü, farklı
müdahale yöntemleriyle dönüştürülerek pasif aktarıcı teknisyen öğretmen (Kumaravadivelu
2003) rolüne indirgenmiş ve kontrol altına alınmıştır. Öğretme özgürlüğü olarak
ifade edilen inisiyatif kullanma alanları daraltılmış, insanlığın öğretmeni
(Ural 2017) olma iddiasından devletin -iktidarın- öğretmeni
(Ural 2003) olma konumuna geriletilmiştir. Türkiye’de de ders kitaplarının
devlet tarafından dağıtılması adı altında, öğretmenin, ders kitabı -kaynağı-
seçme ve belirleme hakkı/yetkisi tamamıyla yok edilmiştir. Merkezi ve ortak
sınav uygulamalarıyla da öğretmenin öğretimi değerlendirme hakkı/yetkisi
engellenmektedir. Birçok farklı uygulamayla öğretmene, eğitim öğretim faaliyeti
olmayan iş, görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. Eğitim bakanlığı tarafından
uygulamaya konulan, öğretmene servis aracı kontrol görevi, öğrenmene filyasyon
görevi, öğretmene nöbet görevi, öğretmene öğrenciyi evinden alma/bırakma servis
görevi gibi birçok uygulama bu konuya örnek olarak verilebilir.
- Engellenen
Öğretmen Örgütlülüğü
Öğretmen örgütlülüğü mesleki
dayanışmanın en önemli araçlarından biridir. Güçlü eğitimci/öğretmen örgütleri,
sadece üyelerinin özlük haklarıyla sınırlı olmayan güçlerini, her türden
toplumsal olay veya konuda ortaya koyarak toplumsal yaşama da demokratik katkı
sağlar. Dolayısıyla demokratik toplumlarda bu türden örgütlülükler özendirilir,
kolaylaştırılır, çoğaltılırlar. Türkiye’deki öğretmenler, öğretmen örgütlülüğü
açısından özellikle 1980 sonrası dönemde önemli yasak, engelleme ve
kısıtlamalara maruz kalmıştır. Son dönemlerdeki öğretmen örgütlülüğüne ilişkin
istatistikler (Anadolu Ajansı 2020) incelendiğinde -sendikasız öğretmen sayısı
ve sendikalara göre dağılımlar- bu durum daha iyi anlaşılabilir.
- Güvencesiz
İstihdam
Öğretmenin çalışma ortam ve koşullarıyla
özlük haklarının, sosyal ve ekonomik yaşamın olağan akışına uygun olması,
devletin –istihdam eden- öncelikli görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi,
öğretmen saygınlığının yükselmesinde önemli bir değişkendir. Bunu iyi bilen
neoliberalizm, öncelikle öğretmen istihdamında güvencesizleştirme ve
farklılaştırmalara gitmiştir. Eğitimin ticarileştirilmesi süreci ve piyasa
koşullarına teslim edilmesi, öğretmenleri tedrici olarak insan onuruna yaraşır
bir çalışma yaşamının dışına itmektedir. Türkiye’de öğretmen maaşlarının açlık
ve yoksulluk sınırlarında (TÜRK-İŞ 2020) seyrettiği hepimizin malumudur.
Ayrıca, eğitim bakanlığı bütçesi gündemiyle öğretmen maaşlarına ilişkin kabul
edilemez beyanlar, öğretmen saygınlığını açık bir şekilde zedelemiştir. Öğretmen
yetiştirme sisteminde kararsızlık varmış gibi gösterilerek kararlı bir şekilde
- Kuralsızlaştırılan
Eğitim Sistemleri
Neoliberalizmin kuralsızlaştırma
yaklaşım ve uygulaması, kamunun etki alanını toza dumana karıştırdı. Hiçbir şey
eskisi gibi olmayacağı hepimiz az çok yaşadık ve gördük. Kuralların genelliği,
geçerliği, güvencesi kalmayacaktı, hiçbir kişi veya kuruma hiçbir müdahale
yapılmayacaktı ve öyle de oldu. Neoliberal eğitim politikaları Türkiye’de
eğitim sistemini hallaç pamuğuna çevirmişti. Öğretim programların hesapsızca
değiştirilmesi, okul sistemlerinin keyfe keder değişikliği, okul kademeleri
arasındaki geçişlerin sürekli değiştirilmesi, OKS, TEOG, LGS gibi ardı arkası
kesilmeyen yenilikler. Okula başlama
yaşının mevsimlik değiştirilmesi, yönetici atama sistemine borsavari bir
anlayışla müdahaleler, eğitim mevzuatında tutarsız, dayanaksız ve gerekçesiz
değişiklikler, öğretim programları ve okulları mütemadiyen dinselleştirme
girişimleri, örgün eğitimini açık eğitim çuvalına boca etme, 4+4+4 uygulamasıyla
temel eğitimi paramparça hale getirme gibi uygulamalar ile eğitim sistemi
hoyratça kuralsızlaştırılmıştır. Ticari okul, devlet okulunun yerine ikame
edilerek eğitim hakkı ihlalleri ayyuka çıkarılmıştır. Eğitimin toplumsal
sınıflar arasındaki eşitsizlikleri derinleştirerek yeniden üretmesi için eğitim
sistemine gerekli her türden müdahale yapılmıştır. Geleneksel eğitim
sistemlerinin yaratılan bu anomiden, kaostan, karmaşadan, krizden etkilenmemesi
olanaklı mı? Tabi ki değil. Öğretmen, uzmanlık alanı da dahil hiçbir konuda
otorite olarak kabul edilmeyecek duruma getirilmiştir. Bilim ve bilimsel
bilginini gücü/önemi popüler sayılanlarca alaşağı edilmiştir. Gerçekliğin
aşıldığı safsataları şarlatanların diline dolanmış, öğretmen bilgeliği,
öğretmen güveni, öğretmen sevgisi, öğretmen saygısı anlamsızlaştırılmıştır.
Öğretmen saygınlığına yönelen bütün
bu yıpratma girişimlerinin -dahası da var-
gizlisi saklısı olmaksızın hepimize yöneldiğini söyleyebilirim. Bunu
görmek, hissetmek, yaşamak, algılamak, duyumsamak bizlerde bir direniş tutumu
ve eylemi oluşturabilir. İnanıyorum, saygınlığımıza sahip çıkacak bilgimiz,
gücümüz, inancımız, dayanışmamız, sevgimiz, işbirliğimiz, yolumuz, araçlarımız
ve herşeyimiz mevcuttur. Bütün bunları demokratik bir şekilde kullanarak,
başarabiliriz.
5 Ekim dünya öğretmenler gününüzü kutlar,
saygılar sunarım, dayanışmayla.
Kaynakça
Anadolu Ajansı. (2020). Memurların
yüzde 66,79’u sendikalı. https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/memurlarin-yuzde-66-79u-sendikali/1524713
Erişim: Ekim 2020
Aytmatov, C. (2002). Öğretmen
Duyşen. Çeviri: Ülkü Tamer. Da Yayınları. İstanbul.
Çığ, M.İ. (1996). Sumerli
Ludingirra: Geçmişe Dönük Bilimkurgu. Kaynak Yayınları. İstanbul.
Davidson, T. (2008), Greklerde
Eğitim Düşüncesi. Çeviri: Ahmet Aydoğan. Say Yayınları. İstanbul.
Giroux, H. A., ve
McLaren, P. (1986). Teacher education and the politics of engagement: The case
for democratic schooling. Harvard Educational Review, 56(3),
213–239.
Kumaravadivelu, B.
(2003). Beyond methods: Macrostrategies for language teaching. United
States of America: Yale University.
Platon. (2012).
Sokrates’in Savunması. Çeviri: Ari Çokona. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
İstanbul.
Tolstoy, L. N. (2017). Yunanlı
Öğretmen Sokrates. Çeviri: Firdevs Şenoğlugil. Etkin Yayınevi. Ankara.
TÜRK-İŞ. (2020). Eylül 2020 Açlık ve
Yoksulluk Sınırları Açıklandı. http://www.teksif.org.tr/nisan-2015-aclik-ve-yoksulluk-siniri-1334-tl_icerik_10248-1.html
Erişim: Ekim 2020
Ural, A. (2003). Öğretmenlik Paradoksu. Editör: M. D. Karslı. Öğretmenlik Mesleğine Giriş:
Alternatif Yaklaşım. Ankara. Pegema Yayıncılık.
Ural, A. (2017). İnsanlığın
Öğretmeni Olabilmek. BirGün Gazetesi. 25 Kasım.
VARKEY GEMS FOUNDATION. (2018).
Teacher Status Index. London. https://www.varkeyfoundation.org/media/4790/gts-index-9-11-2018.pdf
Erişim: Ekim 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder